10 Oca 2016 14:16

Şeyh Nimr’in idamına karşı Batı medyasının sessizliği

Şeyh Nimr’in idamına karşı Batı medyasının sessizliği

Tahran, 10 Ocak 2016 - Uluslararası gözlemciler sürekli Suudi rejim ailesini uluslararası hukuk ve siyasi baskı yapılarak hesap vermediğine ve bu rejimin insanları vahşice öldürmeye devam edeceğine inanmaktadır.

MHA –  Şeyh Nimr’in idam haberi ne kadar acı da olsa beklenmedik bir olay değildi. Çünkü o 46 kişiyle birlikte dünya tarihindeki en acımasız aile tarafından idare edilen bir ülkede idam edildi. Öyle bir aile ki Arabistan halkından çaldığı milyonlarca doları korumak için herşeyi yapmaktadır. Siyonist rejimin elinde olan bir para sistemini Al suud ailesi desteklemektedir. Batı ülkelerinin para sisteminde mali bir suç karteli sayesinde hükümdarlık etmektedir.

Uluslararası Kur'an Haber Ajansı(IQNA)'da yayınlanan bir görüşte şunlar kaydedildi: Suudi rejim tarafından Şeyh Nimr’in idam cezasının uygulanması dünya genelinde protestolara yol açtı. Uluslararası Af Örgütü bu konuda tavır alarak yayınladığı bildiride Suudi makamların Ayetullah Nimr Bakır El Nimr ve 46 kişiyi idam etmesinin siyasi hesaplaşmanın tasviyesi amacıyla yapıldığını açıkladı. Bu kurum ayrıca şeyh Nimr’in idam hükmünü ‘dehşet verici’ olarak nitelendirmişti.

Lübnan Hizbullahları Genel Sekreteri Seyydi Hasan Nasrullah, Şeyh Nimr’in idam edilmesini dini bir kişiliğin katledilmesi olarak nitelendirdi. Aslında Şeyh Nimr masum bir insandı. Daima Suudi rejime karşı muhalefetini barışçıl yollarla açıklamış idi. Suudi yetkililer tarafından onun idam edilmesi korkunç bir suçtur. Ve bu rejim için kötü sonuçları olacaktır. Şeyh Nimr’in destekçileri onun fiziksel olarak ortadan kaldırılması yada bastırılmasına sessiz kalmayacaktır. Çünkü bütün bunlar Al Suud’un zulmü altında gerçekleşti. Şimdi onlar temel insan haklarını iyi ve onurlu bir yaşam talep etmektedir.

Şeyh Nimr’in idamı öyle bir zamanda gerçekleşti ki Suudi rejim aylardır masum Yemen halkının başına bomba yağdırarak ve onları denizden ve karadan kuşatarak açılık ve hastalık sınırına getirdi.

Suudi rejimin bu suçları dünya medyasında özellikle Batı ülkeleri medyasında çok fazla ilgi görmedi.

Amerika Madison şehrinden siyasi analist, yazar ve Veterans Today internet dergisinin sekreteri olan Kevin Barret, Suudi Arabistan ile ilgili haberlerin yayını alanında Amerika medyasının tutumu hakkında şunları söyledi: Ne yazık ki Amerika Birleşik Devleti medyası Suudi Arabistan’daki mevcut durum hakkındaki gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Örnek olarak Şeyh Nimr ve 46 kişinin idamı ve onların başlarının kesilerek infaz edildikleri hakkında medyada herhangi bir haber yer almamıştır. Amerika medyasında bu tür haberler sadece Müslümanlara karşı nefret duygularını uyandırma ve İslamı karalama amacı ile IŞİD ‘İslam Devletine’ karşı durmaksızın yapılan tebliğlere ayrılmıştır.

O haberlerin seçilerek yansıtılması nedeniyle Amerikan medyasını eleştirerek ‘Amerikan vatandaşlarının beyinleri medya yoluyla yıkanmaktadır. Onlar IŞİD teröristlerinin aslında tekfiri vahabi aşırı ideolojileri Suudi hakim aileden aldıklarına ve baş kesmeyi çok sevdiklerine ve tüm Müslümanların temsilcisi olduklarını düşünmektedir. Ama bu cinayetler Al Suud tarafından gerçekleştiği zaman Amerikalı vatandaşlar bu konuda herhangi bir haber duymamaktadır. Amerikalıların çoğunluğu Arabistan’ın daima baş kestiğini bilmemektedir. Bizim duyduğumuz bütün şeyler Siyonist medya kanallarındandır. Müslümanların bu tür eylemelere karıştıklarını söylemektedir. Çünkü ‘İslam Devleti’ teröristleri Arabistan tarafından desteklenmektedir ve her fırsatta baş kesmektedir’ dedi.

Batı medyası geçmişte de İslam dünyası sorunlarına teveccüh etmemişti. Bunun örneği Nijerya şiilerine saldırı ve bu ülke İslami hareket lideri Şeyh Zekzaki’nin tutuklanması ve Filistin milletinin son direnişi idi ki medya haberlerini takip ettiğimizde göreceğimiz Nijerya şiilerine ve Filistin halkına saldırı haberleri bu medyaların dördüncü beşinci başlıklarında bile yer almadığıdır.

Suudi Arabistan’ın petrol geliri Şeyh Nimr gibi insanların öldürülmesi için harcanmaktadır.

Diğer taraftan Suudi Arabistan’ın ekonomik durumu hakkında şu soru insanın aklına gelmektedir. Neden bu ülke günlük 12 milyon varil petrol satışı ile 100 milyar dolarlık eksik bütçe getirmektedir? Bu sorunun cevabı çok basittir. Bu petrol gelirinin önemli bir bölümü teröristlerin hizmetine verilerek daha fazla insanın öldürülmesi için harcanmaktadır.

Diğer bir soru ise neden Amerika Arabistan’ın insan haklarını bu kadar ihlal etmesine rağmen bu ülke hükümetini desteklemektedir?

Batı Virginia Üniversitesinde öğretmen ve yazar olan Colin Cavel bu soruya şöyle cevap vermekte: Bana göre Suudiler muhalifleri ortadan kaldırarak başarıya ulaşacaklarını düşünmektedir. Oysaki bunun tam tersi gerçekleşmekte ve muhaliflerin bastırılması sadece Al Suud sarayının anti-demokratik bağnazlığını göstermektedir. Bu sistem nekadar IŞİD'i destekleyerek Irak, Suriye ve bölgedeki diğer ülkelerdeki katliamlara devam edecektir. Dolayısıyla bu suçlara karşı harekete geçmeliyiz. Sormak gerekir Al Suud’un cinayetleri Amerika yardımıyla mı gerçekleşmektedir? Eğer cevap müsbet olursa Amerika senatörleri ve kongre temsilcilerine başvurarak nedenini onlara sormak gerekir. Demokrasiye ihanet eden politikacılar onu bölgede bir grubun veya şahsın kişisel çıkarları için kullananlar hesap vermeli ve kınanmalıdır.

 Batı medyası İslam dünyası özellikle şii toplumu ile ilgili haberleri ve gerçekleri doğru yansıtmamaktadır. Oysaki medya yoluna tarafsızca devam etmelidir.

M.K

News ID 1858314

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha